Artık ekili tarlalarımızın biçilme vakti geldi. Yavaş yavaş tüm tarlalar biçilmeye başlandı. Köylülerimiz sap-saman ihtiyaçlarını giderdikte...
Artık ekili tarlalarımızın biçilme vakti geldi. Yavaş yavaş tüm tarlalar biçilmeye başlandı. Köylülerimiz sap-saman ihtiyaçlarını giderdikten sonra, tarlayı sürme vakti gelince eskiden tarlalarını ateşe verirdi. Cahillik işte. Halbuki anızı yakmak, topraktaki tüm değerli minarelleri de yakmak demekmiş.
Hani annelerimiz derlerdi ya "hamurun özü yok, ekmek saca gitmeden dağılıyor" diye. İşte bunun sebebi, tarlalardaki değerli minarellerin anız yakımı sonucunda yok olmasıyla alakalı. Anız yakarak sadece verimli toprakları yakmakla kalmıyor, toprağı verimli hale getiren canlıları da yakıyor, soylarının tükenmesini sağlıyoruz. Keklik, Bıldırcın, Sülün gibi hayvanların tam da üreme mevsiminde yakılan anızlar, yavrularını bırakmayan anaç hayvanların da yanarak can vermesine sebep oluyor. Bu hayvanlar, tarlalarımız için zararlı olan süneleri yiyerek beslenirler. Bir yetişkin keklik bir günde binlerce süne tüketerek aslında çiftçilerimize en büyük yardımı yapar. Sülün ve Bıldırcınlar da aynı şekilde süne, kene tüketerek zararlı haşerelerle mücadelede bizlere yardımcı olurlar.
[post_ads]
Tabiattaki çeşitliliği anız yakarak bir nevi baltaladığımızı biliyor muydunuz? Nitekim doğaya saçılan türlü bitki tohumlarının, özellikle bu mevsimde anız yakan "vatan hainleri" tarafından anızlarla birlikte yakılmaları sonucu, doğadaki birçok tür çiçek, yararlı bitkiler artık bölgede yetişmeyebiliyor. Bal arıları, tozlaşmayı başka alanlarda daha sık yapacaklarından anızı yakılmış tarlalardaki tozlaşma olayı nadir gerçekleşir ve buğday veya arpa özlü olmaz.
Her sene olduğu gibi bu sene de anız yakmak yasak. Dekar başı 75 TL cezası var. Anız yakan cebini de yakıyor görünüşe göre.
Bu kadar zararlı bir fiili gelin gerçekleştirmeyelim. Hep birlikte bu konuda birbirimizi daha duyarlı olmaya çağıralım. Ne geleceğimiz, ne bu güzel hayvanlar ne de cebimiz yansın.
YORUMLAR